16 Ocak 2019 Çarşamba

Burning, Varoluş Amacını Sorgulatırken Farklı Bir Bakış Açısı Kazandırıyor

İnsan, onu gerçekten mutlu eden şeyler gözünün önündeyken fark edemiyor zaman zaman. Belki, bazen, daha büyük mutluluklara sahip olma gayesi içinde, geri döndüğünde bulamayacağını da bilemeden yeni yollar arayışına giriyor. Sonra bir an, üzerinden biraz da zaman geçince hissettiği ince bir sızı, geçmişte bir yerlerde kalbini ısıtan o mutluluğu hatırlatıyor. Ne oldu diyorsun, daha mutlu olabilirdim ben.

Özgürlüğüne, nefes aldığını hissetmeye duyduğu ihtiyaç her zaman hat safhada bir insan olarak, nefes alamadığımı hissettiğim bir zaman diliminin içinde buldum kendimi. Zaman zaman hepimizin içinde beliren o açlık, bende her zamankinden daha sık ortaya çıkar oldu bu dönemler. Geçtiğimiz günlerde izlediğim ''Burning'' bu psikolojiye girme sürecimi hızlandıran en önemli faktör. Kore'nin Yabancı Dilde En İyi Oscar Adayı olan film Başka Sinema kapsamında seçili salonlarda gösterilmeye devam ediyor. 2 saat 28 dakika boyunca ağır ve sağlam şekilde devam eden hikayenin akışına önce kendinizi kaptırmıyorsunuz belki, sonrasında ise günlerce sizi, hayatınızı yaşama amacınızı sorgulamaya itiyor. The Walking Dead'den Steven Yeun ve Veteran'dan Yoo Ah In başrollerde.
Psikolojik gerilim ve dram türündeki yapımları ile tanınan yönetmen Lee Chang Dong, 2010 yılından beri devam eden sessizliğini bu filmle bozuyor.  Japon yazar Haruki Murakami'nin aynı isimli kısa hikayesinden uyarlanan film, Afrika'da ortaya çıkıp dünyaya yayılan ''Büyük Açlık'' felsefesini sahipleniyor.


14 Ocak 2019 Pazartesi

Aquaman, DC Comics'e Yeni Bir Soluk Getiriyor

Marvel'in önlenemez yükselişinden ilham almış olacak ki, ardı ardına vizyona soktuğu  Batman vs Superman, Justice League, Wonder Woman gibi filmleriyle DC Comics ''ben de buradayım'' dedi ve süper kahramanlar evreninde bir rekabet ortamı yarattı. Marvel'ın renkli ve esprili dünyasına karşın, daha karanlık ve aklı başında karakterleriyle farkını ortaya koyan DC yapımları, seyircileri Marvel'ınkiler kadar kendine bağlayamadı bir türlü.

21 Ekim 2018 Pazar

Masal Şehri Edinburgh



Edinburgh'a olan hissiyatımı anlatacak keskin bir giriş cümlesi bulamadığımdan, bir İskoç olan şair Alan Bold'un dizelerinden alıntı yaparak araya kaynamak istiyorum... ''Edinburgh'tan kaçamıyorsunuz, ona karşı hisleriniz zaman içinde değişmiyor. O hep sizinle kalıyor, daima.''

Üç günlük - kısacık bir seyahatin anılarını, üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala bu kadar taze tutuyor olmam benim değil, İskoçya'nın benzersiz güzellikteki başkenti Edinburgh'un başarısıdır. Sokakları buram buram tarih kokan, hafif hafif esen rüzgarı ile aklınızı başınızdan alan bu şehir, her mevsim gidilip görülesi güzellikte.

22 Şubat 2018 Perşembe

JYP Entertainment'in Yeni Erkek Grubu Stray Kids Hakkında Bilinmesi Gerekenler


Henüz resmi çıkışını yapmamış bir grup aslında Stray Kids. Aynı isimli mücadele şovlarını izledikten sonra beğendiğim bir grup oldular ve haklarında her şey daha çok yeniyken bildiklerimi - takip ettiklerimi de sizlerle paylaşayım dedim.

Zaten oldum olası JYP gruplarını diğer şirket gruplarından ayrı tutmuşumdur ben. Aralarındaki arkadaşlık ilişkisi ve samimiyetin yanında gerçekten başarılı işlere de imza atan gruplar oluyor bunlar çoğunlukla. Arkadaş dediysem de tabii ki tüm JYP grupları sıkı arkadaşlar demek olmuyor bu, bakınız miss A. Onlar da iyi bir ilişkileri olmadığını saklama gereği duymadılar zaten biliyorsunuz. Neyse çok severdim miss A'i o sebeple ne zaman JYP gruplarının adı geçse onların da bahsi geçer bende.

Güncelleme: 2019 yılının Kasım ayında Woojin'in kişisel sebeplerle gruptan ayrılacağı açıklanmıştır.


21 Şubat 2018 Çarşamba

EN İYİ BTS ŞARKILARI

Herkese merhaba! Beni az çok tanıyan herkes Kore kültürü ve eğlence sektörü ile yakından ilgili olduğumu bilir. E bu kadar ilgiliyken de popülaritesi günden güne artan BTS hakkında iki kelime etmeden olmaz dedim. Amerika çıkışları ile artan popülaritelerinin aksine, benim onlara olan ilgim I Need You ve Boy In LUV'a kadar uzanıyor.

5. WAR OF HORMONE - 2015


Bu günlerde karizmatik duruşları ile dikkat çeken üyelerin, bu klipte ne kadar küçük gözüktüklerine bakar mısınız! Sanıyorum ben rock backgroundlu BTS şarkılarını diğerlerine daha çok seviyorum. O sebeple bu şarkı da favorilerim arasında almayı hak ediyor.


4 Ağustos 2017 Cuma

Dorihwaga - Bir Cicegin Sesi

Kisisel Degerlendirme: 8,5/10
Oyuncular: Bae Su-Ji, Ryoo Seung-Ryong
Tur: Muzikal, Dram
Sure: 109 dakika

En son izledigim Kore filmi, basrollerinde Bae Su-Ji ve Ryoo Seung-Ryong'un yer aldigi Dorihwaga. Bae Su-Ji, daha bilinen adi ile Suzy'i hem sarkici hem de iyuncu olarak severim. Filmi izlemek istememin sebebi de hem Suzy'nin yer almasi, bunun da otesinde bir pansoru hikayesinin anlatilmasiydi. Bilmeyenler icin pansori, Kore'de eski krallik zamanindaki teatral bir gosteri. Bizdeki orta oyunu gibi dusunulebilir. Bir yandan bir hikaye canlandirilirken bir yandan sa sarkilar soylenerek muzikalite de isin icine giriyor. Beni taniyanlar bilir muzikalleri ne kadar sevdigimi, o sebeple bu filmi de buyuk bir keyifle izledim.

Film Kore tarihinin ilk kadin pansori sanatcisi Chae-Sun'un hikayesini anlatiyor. Sadece erkeklerin pansori sanatcisi olarak kabul edildigi Joseon (Kore Krallik donemi) zamaninda, kucuk yasta ailesini kaybeden ve bir Ginseng evinde hizmetli olarak hayatina devam eden Chae-Sun'un tek yapmak istedigi sey sarki soylemektir. Yasalar buna izin vermez, cunku o zamandaki genel kani pansorinin sergilenmesi cok zor bir sanat oldugu ve kadin bedeninin - sesinin buna dayanamayacak oldugudur.
Shin Jae-Hyo ise o donemin bilinen en iyi pansori ustalarindan biridir. Chae-Sun, yilmadan usanmadan Shin Jae-Hyo'yu kendisine pansori ogretmesi icin takip eder. Gel gelelim, ilk etapta bu duruma kati bir sekilde karsi cikan Jae-Hyo, zaman icinde bu genc kadinin azminden etkilenmeye baslar. Yine de yasalarin ne dedigi cok aciktir ve Jaseon Hukumdarligi, pansori soyleyen bir kadini kolay kolay kabul etmeyecektir.

Ilk paragrafta da dedigim gibi, ben hikayeyi ve hikayenin aktarilis bicimini cok sevdim. Tekrar izlemek istedigim filmler arasinda yerini aldi bile Dorihwaga. Kore'de beklentileri karsilayamayan bir film oldugunu biliyorum, ama bunun sebebinin Kore'nin genel olarak bu sekildeki sanatsal ve dramatik filmleri cok tercih etmemesine baglayabilirim. Gelmis gecmis en cok izlenen filmler listelerine bi goz atarsaniz, cogunlukla aksiyon filmlerinin ya da dramatik ask hikayelerinin tercih edildigini goreceksiniz.

Bae Su-Ji, oyunculuguna bayilmamamin yaninda, izlerken rahatsiz da olmadigim bir aktris. Dream High, Big, Architecture 101, Gu Family Book, Uncontrollably Fond gibi tum yapimlarini izleyen biri olarak; ozellikle bu filmdeki performansini cok sevdim. Sesini zaten cok begeniyorum ve bu filmde de izlemek ayri keyifliydi o sebeple. Ryoo Seung- Ryong ise daha once sadece Personal Taste'te izledigim bir oyuncu. Ama genel olarak Kore'nin en iyi aktorlerinden kabul edildigini biliyorum.

Izlerken sizi gecmis anilariniza goturen, yer yer gozlerinizi dolduran, yer yer yuzunuzu gulumseten ama en sonunda kalbinizde bir burukluga sebep olan (finalinden dolayi, yapimin kalitesinden degil) bir film Dorihwaga. Dedigim gibi ben cok sevdim, ozellikle muzikal drama severlere siddetle tavsiye ederim.

Iyi seyirler simdiden!

Kore Dizi İncelemesi - Tomorrow with You


Kisisel Derecelendirme: 7/10
Oyuncular: Shin Min-Ah, Lee Je-Hoon
Kanal: tvN
Tur: Romantik, Fantastik
Bolum Sayisi: 16

Benim kadar fazla dizi-film izleyip de bu kadar nadir yazan baska bir blog sahibi yoktur herhalde arkadaslar. Ozellikle konu Kore oldugunda, "En harika Kore izleyicisi benim.'' diyen izleyiciden daha fazla hak iddia edebilirim eminim. Yine de karakterimin en belirgin ozelligi olan usengecligim sayesinde ayda yilda 1 yazi paylasabiliyorum izlediklerim hakkinda. Kore yapimlari hakkinda elle tutulur cok fazla blog da yok aslinda; bu sebeple Kore yapimlarina ilgisi olanlarin kolaylikla okuyabilmesi icin yavas yavas izlediklerimi yaziya dokmeye karar verdim. Bakalim usengecligim beni yolumdan ali koymazsa.

Bu yola, yakin zamanda izledigim; Kore'de cok tutulmayan ama anladigim kadari ile ulkemizde bir hayli izleyicisi olan Tomorrow with You ile baslamak istiyorum. Dizinin ulkemizde bu kadar tutulmasinin sebebini ben Lee Je-Hoon'un Signal'den sonra patlayan popularitesine bagliyorum. Shin Min-Ah'in popularitesinden bahsetmeye zaten gerek duymuyorum. Genel izleyici kitlesinin aksine ben kendinisi My Girlfriend is a Gumiho ile degil, basrolunu So Ji-Sub ile paylastigi Oh My Venus ile kesfettim. Sonrasinda da 2008 yapimi My Mighty Princess adli filmini izledim. Acikcasi bu diziyi izleme sebebim de Shin Min-Ah oldu. Le Je-Hoon'bu bu diziden once sadece Architecture 101'de Bae Su-Ji ile birlikte izlemistim ki o zamanlar tabii cok gencti ve acikcasi beni etkileyen bir yani da yoktu filmdeki karakteri ya da oyunculugunun.

Gelelim dizinin konusuna ve benim hakkindaki yorumlarima. Dizi bir zaman yolculugu hikayesini konu aliyor, ama bunu klise yontemlerle degil farkli bir bakis acisi ile ele aliyor. Bu sebeple genel anlamda ilgimi ceken bir konusu vardi. Yoo So-Joon, gecirdigi bir metro kazasi sonrasi, zaman yolculugu yapabilme yetenegi kazanir. O nasil is demeyin, bu yetenegi kazadan 44 gun sonrasinda, kazanin yasandigi bolgeye tekrar gitmesi ile kazaniyor ve neden bilmem 44 sayisinin Asya ulkeleri arasinda ozel bir anlami var. Bizde nasil Hidirellez zamani dilekler tutuyoruz, ona baglayabilirsiniz hikayeyi.
Neyse, bu yetenegini sadece metro yolculugu sirasinda kullanabiliyor kendisi. Song Ma-Rin ise, cocukken cok populer bir televizyon dizisinin cok sevilen cocuk oyuncusu iken, ilerleyen yillarinda bir iste dikis tutturamamis bir karakter. Annesi dahil cevresindeki kimseyi memnun edememek en buyuk imtihani. Derken bir sekilde (ne sekilde oldugunu diziyi izlerken kesfetmeniz icin yazmiyorum) bu iki karakterin yollari kesisiyor ve kaderlerini degistirmek icin birlikte bir yola girmeleri gerekiyor.

Dizinin sevdigim yonlerinden biri, ana hikayenin zaman yolculugu ve gelecegi yoluna koymak uzerine kurulu olmasinin yaninda, bolumler ilerledikce ana odaklanmak ve sevdiklerimizle vakit gecirmenin onemini kavriyorsunuz. Kore'de cok sevilmemesinin nedenini ben  cok fazla dram, zengin erkek - fakir kadin, arapsacina donen ask ucgenleri gibi kliseler icermemesine bagliyorum. Bu sebeple de izlemek cok keyifli, sizi bogmuyor dizi. Ama bazi zamanlarda da kendini cok tekrar ettigi zamanlar oluyor, ozellikle son bolumler. Final bolumunde ise, bunu izleyicileri memnun etmek icin yaptiklarini dusunuyorum, ilk bolumden beri cizdikleri cercevenin disina cikiyorlar. Benim en buyuk kafa karisikligim bu yonden oldu aslinda. Madem boyle bir secenek de vardi, neden en bastan beri bu kadar sey yasandi derken bulabilirsiniz kendinizi.
Yine de tatli bir ask hikayesi izlemek ve keyifli zaman gecirmek istiyorsaniz tavsiye edebilecegim bir yapim Tomorrow with You.
Farkli yazilarda, farkli Kore yapimlari ile bulusana kadar.. Simdilik hoscakalin!

Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?

Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...