kdrama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kdrama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ağustos 2017 Cuma

Dorihwaga - Bir Cicegin Sesi

Kisisel Degerlendirme: 8,5/10
Oyuncular: Bae Su-Ji, Ryoo Seung-Ryong
Tur: Muzikal, Dram
Sure: 109 dakika

En son izledigim Kore filmi, basrollerinde Bae Su-Ji ve Ryoo Seung-Ryong'un yer aldigi Dorihwaga. Bae Su-Ji, daha bilinen adi ile Suzy'i hem sarkici hem de iyuncu olarak severim. Filmi izlemek istememin sebebi de hem Suzy'nin yer almasi, bunun da otesinde bir pansoru hikayesinin anlatilmasiydi. Bilmeyenler icin pansori, Kore'de eski krallik zamanindaki teatral bir gosteri. Bizdeki orta oyunu gibi dusunulebilir. Bir yandan bir hikaye canlandirilirken bir yandan sa sarkilar soylenerek muzikalite de isin icine giriyor. Beni taniyanlar bilir muzikalleri ne kadar sevdigimi, o sebeple bu filmi de buyuk bir keyifle izledim.

Film Kore tarihinin ilk kadin pansori sanatcisi Chae-Sun'un hikayesini anlatiyor. Sadece erkeklerin pansori sanatcisi olarak kabul edildigi Joseon (Kore Krallik donemi) zamaninda, kucuk yasta ailesini kaybeden ve bir Ginseng evinde hizmetli olarak hayatina devam eden Chae-Sun'un tek yapmak istedigi sey sarki soylemektir. Yasalar buna izin vermez, cunku o zamandaki genel kani pansorinin sergilenmesi cok zor bir sanat oldugu ve kadin bedeninin - sesinin buna dayanamayacak oldugudur.
Shin Jae-Hyo ise o donemin bilinen en iyi pansori ustalarindan biridir. Chae-Sun, yilmadan usanmadan Shin Jae-Hyo'yu kendisine pansori ogretmesi icin takip eder. Gel gelelim, ilk etapta bu duruma kati bir sekilde karsi cikan Jae-Hyo, zaman icinde bu genc kadinin azminden etkilenmeye baslar. Yine de yasalarin ne dedigi cok aciktir ve Jaseon Hukumdarligi, pansori soyleyen bir kadini kolay kolay kabul etmeyecektir.

Ilk paragrafta da dedigim gibi, ben hikayeyi ve hikayenin aktarilis bicimini cok sevdim. Tekrar izlemek istedigim filmler arasinda yerini aldi bile Dorihwaga. Kore'de beklentileri karsilayamayan bir film oldugunu biliyorum, ama bunun sebebinin Kore'nin genel olarak bu sekildeki sanatsal ve dramatik filmleri cok tercih etmemesine baglayabilirim. Gelmis gecmis en cok izlenen filmler listelerine bi goz atarsaniz, cogunlukla aksiyon filmlerinin ya da dramatik ask hikayelerinin tercih edildigini goreceksiniz.

Bae Su-Ji, oyunculuguna bayilmamamin yaninda, izlerken rahatsiz da olmadigim bir aktris. Dream High, Big, Architecture 101, Gu Family Book, Uncontrollably Fond gibi tum yapimlarini izleyen biri olarak; ozellikle bu filmdeki performansini cok sevdim. Sesini zaten cok begeniyorum ve bu filmde de izlemek ayri keyifliydi o sebeple. Ryoo Seung- Ryong ise daha once sadece Personal Taste'te izledigim bir oyuncu. Ama genel olarak Kore'nin en iyi aktorlerinden kabul edildigini biliyorum.

Izlerken sizi gecmis anilariniza goturen, yer yer gozlerinizi dolduran, yer yer yuzunuzu gulumseten ama en sonunda kalbinizde bir burukluga sebep olan (finalinden dolayi, yapimin kalitesinden degil) bir film Dorihwaga. Dedigim gibi ben cok sevdim, ozellikle muzikal drama severlere siddetle tavsiye ederim.

Iyi seyirler simdiden!

Kore Dizi İncelemesi - Tomorrow with You


Kisisel Derecelendirme: 7/10
Oyuncular: Shin Min-Ah, Lee Je-Hoon
Kanal: tvN
Tur: Romantik, Fantastik
Bolum Sayisi: 16

Benim kadar fazla dizi-film izleyip de bu kadar nadir yazan baska bir blog sahibi yoktur herhalde arkadaslar. Ozellikle konu Kore oldugunda, "En harika Kore izleyicisi benim.'' diyen izleyiciden daha fazla hak iddia edebilirim eminim. Yine de karakterimin en belirgin ozelligi olan usengecligim sayesinde ayda yilda 1 yazi paylasabiliyorum izlediklerim hakkinda. Kore yapimlari hakkinda elle tutulur cok fazla blog da yok aslinda; bu sebeple Kore yapimlarina ilgisi olanlarin kolaylikla okuyabilmesi icin yavas yavas izlediklerimi yaziya dokmeye karar verdim. Bakalim usengecligim beni yolumdan ali koymazsa.

Bu yola, yakin zamanda izledigim; Kore'de cok tutulmayan ama anladigim kadari ile ulkemizde bir hayli izleyicisi olan Tomorrow with You ile baslamak istiyorum. Dizinin ulkemizde bu kadar tutulmasinin sebebini ben Lee Je-Hoon'un Signal'den sonra patlayan popularitesine bagliyorum. Shin Min-Ah'in popularitesinden bahsetmeye zaten gerek duymuyorum. Genel izleyici kitlesinin aksine ben kendinisi My Girlfriend is a Gumiho ile degil, basrolunu So Ji-Sub ile paylastigi Oh My Venus ile kesfettim. Sonrasinda da 2008 yapimi My Mighty Princess adli filmini izledim. Acikcasi bu diziyi izleme sebebim de Shin Min-Ah oldu. Le Je-Hoon'bu bu diziden once sadece Architecture 101'de Bae Su-Ji ile birlikte izlemistim ki o zamanlar tabii cok gencti ve acikcasi beni etkileyen bir yani da yoktu filmdeki karakteri ya da oyunculugunun.

Gelelim dizinin konusuna ve benim hakkindaki yorumlarima. Dizi bir zaman yolculugu hikayesini konu aliyor, ama bunu klise yontemlerle degil farkli bir bakis acisi ile ele aliyor. Bu sebeple genel anlamda ilgimi ceken bir konusu vardi. Yoo So-Joon, gecirdigi bir metro kazasi sonrasi, zaman yolculugu yapabilme yetenegi kazanir. O nasil is demeyin, bu yetenegi kazadan 44 gun sonrasinda, kazanin yasandigi bolgeye tekrar gitmesi ile kazaniyor ve neden bilmem 44 sayisinin Asya ulkeleri arasinda ozel bir anlami var. Bizde nasil Hidirellez zamani dilekler tutuyoruz, ona baglayabilirsiniz hikayeyi.
Neyse, bu yetenegini sadece metro yolculugu sirasinda kullanabiliyor kendisi. Song Ma-Rin ise, cocukken cok populer bir televizyon dizisinin cok sevilen cocuk oyuncusu iken, ilerleyen yillarinda bir iste dikis tutturamamis bir karakter. Annesi dahil cevresindeki kimseyi memnun edememek en buyuk imtihani. Derken bir sekilde (ne sekilde oldugunu diziyi izlerken kesfetmeniz icin yazmiyorum) bu iki karakterin yollari kesisiyor ve kaderlerini degistirmek icin birlikte bir yola girmeleri gerekiyor.

Dizinin sevdigim yonlerinden biri, ana hikayenin zaman yolculugu ve gelecegi yoluna koymak uzerine kurulu olmasinin yaninda, bolumler ilerledikce ana odaklanmak ve sevdiklerimizle vakit gecirmenin onemini kavriyorsunuz. Kore'de cok sevilmemesinin nedenini ben  cok fazla dram, zengin erkek - fakir kadin, arapsacina donen ask ucgenleri gibi kliseler icermemesine bagliyorum. Bu sebeple de izlemek cok keyifli, sizi bogmuyor dizi. Ama bazi zamanlarda da kendini cok tekrar ettigi zamanlar oluyor, ozellikle son bolumler. Final bolumunde ise, bunu izleyicileri memnun etmek icin yaptiklarini dusunuyorum, ilk bolumden beri cizdikleri cercevenin disina cikiyorlar. Benim en buyuk kafa karisikligim bu yonden oldu aslinda. Madem boyle bir secenek de vardi, neden en bastan beri bu kadar sey yasandi derken bulabilirsiniz kendinizi.
Yine de tatli bir ask hikayesi izlemek ve keyifli zaman gecirmek istiyorsaniz tavsiye edebilecegim bir yapim Tomorrow with You.
Farkli yazilarda, farkli Kore yapimlari ile bulusana kadar.. Simdilik hoscakalin!

2 Nisan 2014 Çarşamba

Do Ga Ni \ Sessizlik

Yer; Güney Kore'nin Mujin şehri. Sene 2005. Ödüllü bir sağırlar okulunda geçiyor hikayemiz. Yeni atanan sanat öğretmeni; öğrencilerinin asık suratlarına ve ürkek bakışlarına ilk zamanlar anlam veremese de, zamanla işin iç yüzündeki şiddeti ve istismarı çözmeye başlıyor. Ne acı ki; bu mücadelede yanında yer alacak kimseyi bulamıyor. Kendi öz annesi bile, kulaklarını ve gözlerini kapatıp işine devam etmesini söylüyor ona. Bir yandan geçim mücadelesi ve hasta kızının sağlık sorunlarıyla ilgilenmeye, diğer yandan ise öğrencilerini bu utançtan ve zorbalıktan kurtarmaya çalışan öğretmenimizi sor zamanlar yaşarken izliyoruz. 2011 yapımı filmin yönetmenliğini Hwang Dong-Hyuk, başrolünü ise Kore Sinemasının başarılı ismi Gong Yoo üstlenmiştir. Hatta Yoo; filmle ilgili şu sözleri söylemiştir bir röportajında: "Bu filmde oynamasaydım, neden oyunculuk yaptığıma dair şüphe duyardım."
Film, gerçek bir hikayeye dayanıyor. Durdurulan dava, filmin vizyona girişinden sonra tekrar açılmış.
Mujin ya da Seul... Pekin, Tokyo, Londra, Washington, İstanbul, Urfa, Mardin... Engelli ya da engelsiz, kavramların hiçbir kıymeti yok. Bu filmde yaşananlar, gerçekleşen sıkıntıların sadece bir kısmı. Dünya'nın her yerinde bu ve benzeri sıkıntılar yaşanmıyor mu? Çocuk istismarı nasıl bir suçtur? Nasıl bir gözü dönmüşlüktür? Nasıl bir sapkınlıktır? Nasıl sızlamaz insanın vicdanı? Akla-mantığa sığmıyor gerçekten. Bizim ülkemizde de ne yazık ki çok sık gerçekleşen durumlar bunlar. Bu hastalıklı zihniyetleri engellemek yerine destekliyor bizim yargı gücümüz üstelik. Şu replik, çok tanıdık gelmiyor mu size de;
"9 yaşındaki bir çocukla bir yetişkin nasıl birlikte olabilir? Olsa bile, çocuğun rızası gerekmez mi?!" 


14 Mart 2014 Cuma

Uzakdoğu Sineması

Zaten tembel bir insan olmamın yanında; üniversitedeki bu son dönemimde, haftada bir gün dersim olmasıyla iyice pişkinliğe vurmuş bulunmaktayım. Kendime vakit ayırdığımda ise, en sevdiğim aktivite film ve dizi izlemek. Hazır uzun zamandır paylaşım yapmıyorken, bu paylaşımımı yeni keşfim uzakdoğu sineması hakkında yapmaya karar verdim.
Hollywood sinemasından artık sıkıldığımı; çünkü sürekli benzer simaları, benzer atmosferleri ve hatta benzer senaryoları gördüğümü farkettim. Buna karşın uzakdoğu sineması, benim için yeni bir pencere oldu. Yeni yüzler, yeni manzaralar, farklı diller ve farklı senaryolar ilgi çekiciydi. Ayrıca; aile yapıları ve yaşam tarzları da alışık olduğum düzene benzerlik gösterdiğinden çabucak benimsedim sanırım. Gerçi; gerçek yaşamda ne kadar benzerlik gösterir bilemem ama filmlerde yansıtılan bu şekildeydi.
Sosyal medyadan edindiğim bilgilere göre; özellikle Güney Kore ve sonrasında Japonya, sinema ve dizi dünyasında bir adım önde. Sonrasında ise Tayland, Kuzey Kore ve Çin yapımları geliyor. Aksiyon ve komedi türlerini genel olarak çok sevmediğim için tercihimi romantik ve dram türlerinde yana kullandım. Bu türlerde oldukça başarılı yapımlar ortaya koyduklarını söylemeliyim.
İzlediğim ve sevdiğim filmlerden birkaçını şu şekilde paylaşabilirim;

  • Always, Only You
  • A Moment To Remember
  • Sunny
  • First Love, A Crazy Little Thing Called Love
  • Kimi Ni Todoke
  • A Werewolf Boy
  • Sky Of Love
  • She's On Duty
Uzakdoğu sineması ile ilgili daha fazla bilgi edinmek ve kişisel zevkinize uygun filmler bulmak için  http://yeppudaa.com/ ve http://guneykoresinemasi.com/ adreslerine de göz atabilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler :)

Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?

Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...