14 Aralık 2013 Cumartesi

Kim Olduğun Meselesi

Hayatta neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmiyorum. Ya da, tek bir doğru ya da yanlış var mı merak ediyorum. Üzülmesinler diye dört döndüğümüz insanlar, yıllar geçse de unutmak istemeyeceğimiz anlar var... Üzülmesinler diye çırpınırken bizim canımızı yakan insanlar da var sonra. Ya da yaşadığımıza lanet ettiren hatıralar...
Olması gereken ne bilmiyorum. Bazen, çok fazla düşünmemenin daha doğru olduğuna kanaat getiriyorum. Kim olduğumuz yaptıklarımızın toplamından ibaret değil mi sonuçta? Ne kadar çırpınırsa o kadar batmıyor mu insan? En kötüsü de, ne kadar çırpınırsak çırpınalım, doğru olanı yapmaya ne kadar odaklanırsak odaklanalım; bir yerlerden patlak veriyor yine de. O lanet olasıca çabalarımızı bir çırpıda silebilen insanlar çıkıyor karşımıza. Aklımızdan geçenleri, hissettiklerimizi anlayamıyor herkes. E o zaman, "o insan" olmaya çalışmak neden bu kadar önemli? Neden sadece olduğumuz insanla yetinemiyoruz? Ya da diğerlerine yetemiyoruz? Bu kadar mücadele neden? Bir bitiş çizgisi yoksa, koşmanın ne anlamı var?... Sorular da sorular... Bitmek tükenmek bilmeyen mücadelelerin sonunda, yine de olmak istediğimiz noktanın çok uzağında bulabiliyoruz kendimizi. Sevilmek isterken nefret edilen, dürüst olmaya çalışırken nankör ilan edilen olabiliyoruz. İşin iyi kısmı ise; her canımız yandığında biraz daha törpüleniyoruz. Mücadeleden biraz daha uzaklaşıp, sevdiğimiz şeylere daha da sıkı bağlanıyoruz. "Bu mu işin iyi yanı?" diye soracaksınız belki. Mücadeleyi bırakıp gelişigüzel yaşamanın neresi doğru? Doğru? Kime göre, neye göre doğru? Doğru olmak mı, yoksa yanlışları da olsa olduğun kişi olmak mı esas olan? Yaşadıklarımdan çıkardığım ders olarak şunu söyleyebilirim ki, ne kadar uğraşırsak uğraşalım; herkesi memnun edemiyoruz. Zaten amacımız da herkesi mutlu etmekse, öyle hayatın canı cehenneme... Velhasıl kelam; yanınızda sizi siz olduğunuz için seven, saygı gösteren, dinleyen insanlar varsa şükredin. Yok dinlemiyorlar mı, size kendinizi kötü mü hissettiriyorlar? Neden hayatınızda olduklarını bir kez daha sorgulayın ve en nihayetinde size sizin lazım olduğunuzu hatırlayın. Siz mutlu değilseniz, başka hiçbir şey gerçekten mutlu etmeyecek çünkü. İçin, sevin, kızın, söylenin... Gerçekten ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Öteki türlü elinizde kırgınlıklardan ve pişmanlıklardan başka bir şey kalmayacak. Hayat bazı şeyler için çok kısa.

Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?

Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...