I met Blue ten years ago with Fly By's video. I was 12 and Blue was my life. My notebooks, my badges, my room's walls, my pens, even my mirror... Everything is Blue for me. My cousin and i were sitting in front of tv all summer and we were waiting for Blue's video. We weren't knowing english, so we were following this song and were trying to write. We've got lots of memories. For examples; when Arsenal won, we were happy because Arsenal is Duncan's favourite team. Or, when our nailpolish became bad, we were replacing it because Simon doesn't like this. We were jealous about that when you were hugging to girls in video clips... And finally, long time later, we'll see you today. I'm so happy for this. I love you guys.
hayal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Kasım 2013 Cumartesi
Memories With BLUE
I met Blue ten years ago with Fly By's video. I was 12 and Blue was my life. My notebooks, my badges, my room's walls, my pens, even my mirror... Everything is Blue for me. My cousin and i were sitting in front of tv all summer and we were waiting for Blue's video. We weren't knowing english, so we were following this song and were trying to write. We've got lots of memories. For examples; when Arsenal won, we were happy because Arsenal is Duncan's favourite team. Or, when our nailpolish became bad, we were replacing it because Simon doesn't like this. We were jealous about that when you were hugging to girls in video clips... And finally, long time later, we'll see you today. I'm so happy for this. I love you guys.
9 Mayıs 2013 Perşembe
Beklediğin
Hayatında her şey yolunda oldugunda bile bir boşluk hissediyorsun bazen. Çok iyi arkadaşların- dostların var, aile ilişkilerin çok yolunda, paran da var, ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsun.. Ama; yetmiyor. O boşluk bir türlü gitmiyor. Durup dururken kederleniyorsun mesela, bütün keyfin kaçabiliyor. Dinlediğin bir şarkı, aşk acısı çekermişçesine hüzünlendirebiliyor seni. Acı çektirebiliyor.
Birini hayal ediyorsun sonra. Saatlerce konuşabildiğin, gülebildiğin... Gözlerine baktığında gözlerinin içini güldüren. Elleri ellerinde, dudakları dudaklarında... Kafanı göğsüne koyduğunda huzurlu hissetmek istiyorsun. Kimsenin seni anlamadığı, dinlemediği durumlarda o olsun istiyorsun.
Hani, karikatürlere konu olur ya hep; el ele yürüyen çiftler gördüğünde küfür ediyorsun gerçekten. İçten içe imreniyorsun.
"O insan ne zaman çıkacak karşıma?" diye merak ediyorsun. "Belki de hiç çıkmayacak." düşüncesi çok korkutuyor seni.
"Tanımadığımız bedenlere, hayalimizdeki kişilikleri koyup aşk sanıyoruz." diye bir söz var ya, o çok doğru bir söz. Biraz olsun arınabilmek için o boşluktan, tanımadığımız insanlara anlamlar yükleyebiliyoruz evet. Bir süre yüz gülümsetse de bu hayaller, sonrasında daha büyük bir boşluk yaratıyor, öncekinden daha fazla hüzünlendiriyor. Kısacası; ne yaparsan
yap yetmiyor. Beklediğin o adam gelmeden, o boşluk dolmuyor.
Birini hayal ediyorsun sonra. Saatlerce konuşabildiğin, gülebildiğin... Gözlerine baktığında gözlerinin içini güldüren. Elleri ellerinde, dudakları dudaklarında... Kafanı göğsüne koyduğunda huzurlu hissetmek istiyorsun. Kimsenin seni anlamadığı, dinlemediği durumlarda o olsun istiyorsun.
Hani, karikatürlere konu olur ya hep; el ele yürüyen çiftler gördüğünde küfür ediyorsun gerçekten. İçten içe imreniyorsun.
"O insan ne zaman çıkacak karşıma?" diye merak ediyorsun. "Belki de hiç çıkmayacak." düşüncesi çok korkutuyor seni.
"Tanımadığımız bedenlere, hayalimizdeki kişilikleri koyup aşk sanıyoruz." diye bir söz var ya, o çok doğru bir söz. Biraz olsun arınabilmek için o boşluktan, tanımadığımız insanlara anlamlar yükleyebiliyoruz evet. Bir süre yüz gülümsetse de bu hayaller, sonrasında daha büyük bir boşluk yaratıyor, öncekinden daha fazla hüzünlendiriyor. Kısacası; ne yaparsan
yap yetmiyor. Beklediğin o adam gelmeden, o boşluk dolmuyor.
22 Ocak 2013 Salı
Çok Geç Olmadan
Her zaman söylerim “ Herkesin
idealleri olmalı şu hayatta.” diye. Amaçsız, geleceğe dair planları olmayan
insanları da hiçbir zaman anlayamamışımdır. Nasıl olur da bir insan önüne
gelene razı olur da daha fazlasını istemez? İstemekten ziyade, neden daha iyisine layık
olduğunu düşünmez? Çünkü; düşünüyor olsa daha kaliteli bir yaşam için, daha
başarılı bir kimlik için mücadele eder.
Benim için en özenilesi kavram başarıdır. Güzellik,
çirkinlik zaten göreceli kavramlardır. Doğuştan sahip olduğumuz özelliklerdir ve
belli başlı kozmetik müdahalelerle estetik müdahaleler dışında değiştirmek çokta
mümkün değildir. Maddiyata gelirsek, o da elimizdeki imkanlara bağlıdır. Kendi
işimize başlayıp kendi paramızı kazanana kadar, ailemizin maddi durumu kadar zenginizdir
ya da fakirizdir. Ama; iş kişisel birikimimize ve becerilerimize geldiğinde söz
kişinin kendisinde bitmekte. Ne kadar başarılı olacağımızı, ne kadar donanımlı
olacağımızı biz belirliyoruz. Bu hayattan hiçbir şey kazanamayıp olduğumuz gibi ayrılmakta bize
bağlı, sosyal ve kişisel becerilerimizi olabildiğince geliştirip sıradanlıktan
uzak, zengin bir hayat yaşamakta. Bir arkadaşım, istediklerimiz için birikim
yapmamızla ilgili “Benim zaten ilerisi için istediğim bir şey yok ki. Okula gidip geliyorum işte.” demişti. Kendi içimde çok garipsemiştim bu yorumu. Tamam kabul,
her istediğimize o anda sahip olamıyoruz belki. Maddi ya da manevi imkanlarımız
da gerçekleştirmek istediklerimizin önünde engel oluşturabiliyor. Yine de,
fiziksel eylemlerin ötesinde insanın düşüncelerinde, hayallerinde bir mücadele
veriyor olması gerekmiyor mu? Benim şahsi kanaatim bu yönde. Zaten bir gün
sonlanacak olan bu hayattan ne kazanabiliyorsak kazanmalıyız. Söyleyebiliyorsak
şarkı söylemeliyiz, yapabiliyorsak resim yapmalı, yazabiliyorsak yazı yazmalıyız,
dil kurslarına gitmeli ya da spor dallarıyla uğraşmalıyız. Ne yapabiliyorsak onu
yamalıyız, çok geç olmadan.
6 Ağustos 2012 Pazartesi
Olmak ya da Olmamak
Olmak? Neye göre, kime göre? Ne zaman olmuş oluruz?
Aklımızı kurcalayan birçok soru var değil mi? Neden
kendimizle ilgili bir karar alırken bu kadar çok düşünürüz peki? Neden
istediğimiz şeyi belirleyip hemen uygulamaya geçmeyiz? Cevap çok açık. Çünkü; kendi hayatlarımızı
başka hayatlara çok bağlıyoruz. Desteklenmeyi, sevilmeyi, değer görmeyi;
kendimizi sevmeye, kendimizi değerli görmeye tercih ediyoruz. Mutlu olmanın koşulunu
diğer insanlar tarafından kabul görmeye bağlıyoruz. Ama bu yanlış. Hem de çok
yanlış. Biz kendimize değer vermezken, kendi kararlarımızı kendimiz veremezken
diğerleri neden bu kadar umrumuzda? Çünkü; korkuyoruz. Dışlanmaktan, yalnız
kalmaktan, kabul görmemekten korkuyoruz. O kadar korkuyoruz ki ne olmak
istediğimize değil, ne olmamız gerektiğine odaklanıyoruz.
Gazetecilik okumak istediğimde ben de çok karşılaştım bu
tepkilerle. Gerek arkadaşlarım, gerekse akrabalarım tarafından çok defa
motivasyonum kırıldı. “Gazetecilik okuyup ne yapacaksın? “ , “Tatilin yok,
doğru düzgün iznin yok,çalışma saatlerin belli değil.” , “Öğretmen olmak varken
gazetecilik mi okunurmuş?” ...
Sonra annem geldi ve dedi ki “Ne olursan ol, en iyisi ol.
İster gazeteci ol, ister öğretmen ya da başka bir şey. Eğer; yaptığın işi gerçekten seviyorsan ve onun için mücadele
edersen eninde sonunda başarıya ulaşırsın. Yeter ki sahip olmak istediklerin
için savaşmayı bil.”
Cevap yine çok açık. Düşünsenize, sırf istenildiği için
kararlar alıyorsunuz ve kısa vadede başarılı da oluyorsunuz belki. Sonrası? Tüm
hayatınızı sevmediğiniz, mutlu olmadığınız alanlarda uğraşarak harcıyorsunuz.
Belki de bir zaman sonra mücadele etme gücünüz kalmıyor ve sevdiğiniz alanlara
yöneliyorsunuz. Arada kaybettiğiniz zamanı nasıl telafi edeceksiniz? Sevdikleriniz için mücadele ederken de
yorulabilirsiniz elbette. Sevdiğiniz meslekler, sevdiğiniz insanlar, sevdiğiniz
sporlar,hobileriniz... Ama en azından daha katlanılabilir gelecek gözünüze.
Çünkü; onu siz istiyorsunuz ve karşınıza çıkan zorluklar sizi diğer seçenekler
kadar yıpratmayacak.
Bırakın size söylenenleri, dayatılmak istenenleri. Ne olmak
istediğinize karar verin ve bu yolda ilerleyin. Var olmanızın koşullarını yalnızca kendiniz belirleyin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?
Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...
-
Beni yakından tanıyanlar, başlık yaratma konusunda ne kadar yaratıcılıktan uzak olduğumu bilirler. Bu durumun bir örneği olarak bu yazı i...
-
Yazıya geçmeden bir yorumumu belirtmek istiyorum, arkadaş bu filmlerin orijinal isimlerinden sapıp bu kadar saçma isimler bulmak hoşunu...
-
Kisisel Degerlendirme: 8,5/10 Oyuncular: Bae Su-Ji, Ryoo Seung-Ryong Tur: Muzikal, Dram Sure: 109 dakika En son izledigim Kore filmi,...