13 Ağustos 2012 Pazartesi

Şeffaf


İçinde tarifi zor bir öfke. Nedenini bilmiyorsun; ne kadar derin çekersen çek nefesini, yine o boğuluyormuşsun hissi. Yorgunsun. Ama; bu fiziksel bir yorgunluk değil. Yorgunsun çünkü çok fazla insan var hayatında. Yorgunsun çünkü çok fazla hayat var hayatında. Bu kötü bir şeymiş gibi söyledim değil mi? Arkadaşların olması kötü bir şeymiş gibi? Benim de çok fazla arkadaşım var evet, ama ben de yorgunum. Yorgunuz çünkü birçok farklı karaktere, birçok farklı davranışa yer veriyoruz hayatımızda. Bunların hepsi taktir ettiğimiz türden olmayabiliyor. İçimizden ayıpladığımız olabiliyor, hoşlanmasakta tebessüm edip geçebiliyoruz. Doğrusu geçtiğimizi sanıyoruz. Geçtiğimizi sandığımız her memnuniyetsizlik yorgunluğumuza ek olarak bize geri dönüyor. O insanları sevdiğimiz, incitmek istemediğimiz için de katlanıyoruz. Katlanmak zorundaymış gibi hissediyoruz. Onlar bizim rahatsız olduğumuz davranışları yapmaya devam ederken biz de ezildikçe eziliyoruz kendi içimizde. Tarifsiz bir öfkeyle doluyoruz. Neden bu kadar müsamaha gösteriyoruz peki? Neden huzursuzluğa sürüklüyoruz kendimizi? Ben artık bunu yapmaktan vazgeçtim. Sevmek yeterli değil çünkü. Saygı duymak hem ilişkilerimizin huzuru için hem de ruh sağlığımız için daha önemli. Saygı duymadığımız davranışlara ses çıkarmamız gerek. Ne kaybederiz? Arkadaşlığımızı mı? En azından dürüst olmuş oluruz. Dürüstlüğümüz sonucunda devam eden arkadaşlıklarımız da öncekinden çok daha sağlam olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?

Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...