arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arkadaşlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ağustos 2014 Cuma

Hatalardan Ders Çıkartılmıyor, Öyle Zamanla Da Geçmiyor

Hata yapmak insanlara mahsus derler. İnsan hata yapar, pişman olur, ders çıkartır... Zamanla ne yapıp ne yapmaması gerektiğini öğrenir.
Her zaman düzgün bir insan olmaya çalıştım. Dürüst olmaya, sevgi dolu olmaya, hak yememeye, paylaşmaya, insanları kırmamaya çalıştım. Beni yetiştiren harika aileye layık olmaya çalıştım. Arkadaşlarım için iyi bir arkadaş olmaya çalıştım. Yeri geldi kendi kendimi harap ettim; ama hep o düz çizgiyi korumaya çalıştım. Ne kadar çalışıp çabaladıysam, o kadar tökezledim. Yokuş aşağı yuvarlanırken doğrulmam daha güç oldu her seferinde. Her tökezleyiş biraz daha acıttı canımı. Kendime açtığım yaralarım daha belirgin bir hal almaya başladı.
İnsan hata yaptıkça öğrenmiyor aslında. Yaptığı hatalar o kadar acıtıyor ki canını; o acılara bir yenisini daha eklemeye korkuyor. Belki de o yaralar hiç iyileşmiyor. 
İnsan hata yapar, zamanla unutur derler. Bunlar; acı çeken birine karşıdan bakıp söylenecek laflar. Empati kurmaya çalışırız ya hani hep. O iş öyle olmuyor işte; hatalarından duyduğu pişmanlık yiyip bitiriyor insanı. Kalbine bindirdiği yükü taşıyamaz oluyor zamanla. En kötüsü de; insan korunaklı bir dünya yaratmaya çalışırken kendine; en çok kendi canını yakıyor. Kendiyle barışması daha uzun zaman alıyor. Hep kendine kaçıyor insan. İçini kendiyle doldurmaktan daha fazlası gelmiyor elinden.*

*Yekta Kopan \ Becerikli Bay Kerim İnal


24 Nisan 2013 Çarşamba

"O İnsan"

Hepimiz; yaşadıklarımızla orantılı olarak, farklı ruh hallerine bürünebiliyoruz. Bazı anlar mutluluktan uçarken, bazı anlar mutsuzluktan ölebiliyoruz. Bazen kırılmış, incinmiş; bazen aldatılmış; bazen çocukça heyecanlar içinde, sevgi dolu; bazen öfkeli, kızmış, küsmüş...
Zaman içinde bağımlılık yaratıyor bu duygular. Alıştırıyor kendine. Yaptığımız iyilikler ve içinde bulunduğumuz iyi haller; bizi daha iyi ve sevgi dolu bir insan olmaya sürüklüyor. Öte yandan ise; içinde bulunduğumuz zor durumlar, hayal kırıklıklarımız, bıkkınlıklarımız bizi daha duygusuz ve kötü bir insan haline getiriyor.
Öyle ki, alıştığımız bu duygular; içlerinden çıkılması güç kalıplara dönüşüveriyorlar.
İyi bir insan olmaya alışıp, çevremizdeki haksızlıkları ve kötülükleri gözlemleyemeyebiliyoruz. Kırılmaya, incinmeye müsait yapılar oluşturuyoruz kendimize. Ya da, yaptığımız kötülüklere, ani çıkışlara, taşkınlıklara o kadar kaptırıyoruz ki kendimizi; yaptığımız haksızlıkları ve kırdığımız kalpleri farkedemiyoruz.
"O insan" olmaya başladığımızda; yoldaki virajları görmeden devam ediyoruz yollarımıza. Sorgulamıyoruz. Sadece, bir şekilde ilerliyoruz. Kaçırdıklarımız ise; gün geliyor acıtıyor canımızı. Bu sefer de, çok geç olmuş oluyor.

13 Şubat 2013 Çarşamba

Hayatımın Gizemi

21sene öncesi. Hemen sol tarafımızdaki binada komsumuz var, bir de komşumuzun kızı. İsmi Gizem.
Yakın arkadaşlar tanıştıkları günü hiç unutmaz. Ben Gizemle nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum. Kendimi bildim bileli yanı basımdaydı. "Dostlarımız, Tanrı'nın vermeyi unuttuğu kardeşlerimizdir." diye bir söz var ya hani, işte Gizem benim o kardeşim. Birlikte güldükte biz, agladıkta. Birimiz acı çekerken digerimiz onunla birlikteydi. Açta olduk yeri geldi, yeri geldi tıka basa doyduk. Çocukluğuma, ergenliğime, hayatımın her anına dair yüzümü gülümseten hatıralarım var onunla. El ele tutuşup koşa koşa parka gitmelerimiz, henüz 1.sınıftayken ilk okuldan kaçma girişimimiz, makyaj yapmaya birlikte başlamamız... Zaman zaman çok kızıyor olsakta birbirimize, birkaç güne atlatıyoruz. Hatta artık o kadar ezberledik ki birbirimizi, neyi neden yaptıgımızı o kadar iyi biliyoruz ki, kızmak bile gelmiyor içimizden.
Öyle kabul ediyoruz birbirimizi. Annem ve babam kızları gibi seviyor onu, babamla ittifak olup beni dışlıyorlar yeri geliyor. Onun ailesi de, aynı şekilde beni ondan ayırmıyor. Günün birinde babası, bir sebepten dolayı çok kızmıştı mesela bana. Diger bütün arkadaşlarımız çok şaşırmıştı, bana nasıl öyle davranabildiğini anlayamamışlardı. Bizim cevabımız belliydi, İsmail Amca beni kızından ayırmazdı.
Bizi çok tanımayan, dostluğumuza şahit olmayan insanlar; hem bu kadar zıt olup hem de bu kadar iyi anlaşmamızı mantıksız buluyor.
Gerçekten de hemen hemen her konuda zıtızdır birbirimize. Ben sakinimdir, o her daim hareketli. Ben ılımlı olan tarafımdır, o fevridir. Ben uzlaşmacıyımdır, o sert ve saldırgan. Ben sırnaşık olanken, o sıkılıp iten. Tüm bunlara rağmen birlikteyiz, çünkü birbirimizi tamamlıyoruz. Bundan önceki 21sene nasılsa, dilerim bundan sonraki tüm senelerimizde de devam eder dostluğumuz. Yine tüm gülmelerde, aglamalarda, heyecanlarda ve çektiğimiz acılarda yanyana oluruz.

Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?

Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...