sinema izle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinema izle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Sleepless in Seattle / Sevginin Bağladıkları



‘’Eve geri dönmek gibi bir şeydi.
Ama bu ev, benim şimdiye kadar görmediğim bir yerdi.’'

Ah 90’lar… Her şeyiyle bende hayranlık uyandıran, ‘’Ben hiç bu zamanların insanı değilmişim.’’ dedirten, kendi halinde, olduğu gibi, saf ve temiz hissettiren zamanlar. 
Sanırım bu şekilde düşünmemin en büyük sebebi, çocukluğumu bu dönemde geçirmiş olmam, bilemiyorum. Bana kendimi iyi hissettiren, hatırladıkça yüzümü gülümseten ne varsa bu döneme denk geliyor sanki. 

Belki de 90’ları bu denli çok sevmemin en büyük sebeplerinden bir tanesi de, sinemaya olan tutkumu perçinleyen, beni  daha fazla izlemeye, daha fazla öğrenmeye teşvik eden yapımlarında yine bu döneme ait olması.
Başta Back to the Future, A Nightmare on Elm Street serileri olmak üzere; How to Make an American Quilt, One Fine Day, City of Angels, Liar Liar, You’ve Got Mail gibi Sleepless in Seattle da izlerken büyük keyif aldığım filmlerden. Bu yazıda ise, dün tekrar izlediğim ve bir kez daha ‘’Yahu, bir 90’lara dönsek ne güzel olurdu!’’ dedirten bu filmi anlatmak istiyorum sizlere.


Başrollerde You’ve Got Mail, City of Angels, When Harry Met Sally gibi sevilen filmlerin güzel oyuncusu Meg Ryan ile Cast Away, Forrest Gump, The Green Mile ve Saving Private Ryan gibi filmlerle başarısını kanıtlayan Tom Hanks var. 1993 yapımı bu filmin yönetmeni ise, Ryan ve Hanks ikilisiyle You’ve Got Mail filminde de birlikte çalışan Nora Ephron.

Yakın zamanda eşini kaybeden ve yeni bir başlangıç yapmak için oğluyla Seattle’a yerleşen Sam ile, evlilik arifesindeki Annie’nin hikayesine ortak oluyoruz.
Babasının mutsuzluğunu dert edinen ve ona yeni bir eş bulmak için bir radyo programına bağlanan Jonah sayesinde, bu ikilinin yolları bir şekilde kesişiyor.
Annie çalıştığı gazete için haber yapmak bahanesiyle Sam’i takip etmeye ve bu vesileyle de gerçek aşkı sorguladığında; Annie’nin uğraşlarından bir haber olan Sam de farkında olmadan ondan etkilenmeye başlıyor.
Film, alttan alttan kadınların ve erkeklerin aslında ayrı dünyaları olduğunu, ama bu dünyalarda her zaman birbirimize de ihtiyacımız olduğunu anlatan sıcacık bir dil de barındırıyor. Yağmurlu Seattle sokaklarından, New York Empire State binasına uzanan bu sevimli hikayeyi, Sam’in dünyalar tatlısı oğlu Jonah daha da tatlı hale getiriyor.

Filmin Noel arifesinde geçmesine aldanmayın, sıcacık hikayesiyle bu havalara çok yakışıyor. Romantik film sevenlerdenseniz ve üstüne üstlük 90’lar dönemine de ilgiliyseniz, Sleepless in Seattle benden size şiddetle tavsiye!

30 Ocak 2015 Cuma

St. Vincent / Benim Komşum Bir Melek




Bazı filmler sizi mutlu eder, içinizi ısıtır, yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle ayrılırsınız salondan. Ülkemizde geçen hafta vizyona giren St. Vincent, bu tür filmlerin en güzel örneklerinden biri oldu benim için. Filmin yönetmenliği ve senaryosu Theodore Melfi’ye ait. Başrollerde ise Bill Murray, Naomi Watts ve Melissa McCarthy var. Küçük yaşına rağmen doğal ve bir o kadar da başarılı performans sergileyen Jaeden Lieberher’i (Oliver) de es geçmemek gerek. 

Filmi iki ayrı pencereden değerlendirmek mümkün. İlk yarısında komedi unsurları ağır basan film, ikinci yarıda drama doğru kayıyor. Başlarda yer yer tebessüm ederek, yer yer kahkahalar atarak izlediğiniz bu garip arkadaşlık; son kısımlarda gözlerinizden yaşlar akmasına sebep oluyor. Benzer konuya sahip birçok film bulunmasına karşın St, Vincent; bence türün en başarılı örnekleri arasında yer alabilir nitelikte. Bunda şüphesiz deneyimli oyuncu kadrosu ve aksamadan işleyen senaryosunun etkisi büyük. Küçük ve sevgi dolu bir çocuğun; yalnız ve aksi bir adamı nasıl değiştirdiğine, nasıl daha mutlu bir insan haline getirdiğine şahit oluyorsunuz. 


Konusuna değinecek olursak; aksi, huysuz ve yaşlı bir adam olan Vincent maddi olarak zor zamanlar geçirmektedir. Hayatında çok fazla insan bulunmayan Vincent; gününü içerek, dans ederek, at yarışı oynayarak ve “Gece Kadını” Daka ile oynaşarak geçirir.  O, bu sıkıntılarla boğuşurken; hemen yan taraftaki binaya yeni komşuları Maggie ve Oliver taşınır. Eşiyle yeni boşanan ve ilişkisiyle ilgili sorunlar hala devam eden Maggie, oğlu Oliver’in taşındıkları bu yeni çevreye alışması için büyük çaba sarfeder. Gözden kaçırdığı şey ise; yoğun çalışma saatlerinde Oliver ile ilgilenecek kimse olmamasıdır. İşte bu noktada devreye Vincent girer. Vincent’in paraya olan ihtiyacına karşılık; Maggie’nin Oliver ile ilgili beklentisine cevap veren bu durum başlarda iyi bir fikir gibi gözükse de, ilerleyen zamanlarda işler iyice rayından çıkacaktır. 

Arkadaşlığa ve hayata dair izlenimler edinebileceğiniz, kendi hayatınızdan parçalar da bulabileceğiniz bu sıcacık filmi zaman kaybetmeden izleyin derim. Konusu ilginizi çekiyorsa, geçmişteki benzer örnekleri Dennis the Menace, Finding Forrester ve Good Will Hunting de izlemeniz gerekenlerden.

12 Ağustos 2014 Salı

Bu İşte Bir Yalnızlık Var

Bu İşte Bir Yalnızlık Var, uzun zamandır izlemek isteyipte ertelediğim bir filmdi. Geçenlerde izleyebildim ve kesinlikle beklentilerimin ötesinde bir film olduğunu söyleyebilirim. Daha önce fragmanını izlemiştim, iki insanın yasak aşkının anlatıldığını düşünüyordum ki film çok daha derin bir hikayeye sahipmiş. Yönetmenliğini Hakan Ketche'nin yaptığı film; Tuna Kiremitçi'nin aynı adlı kitabından bir uyarlama. Engin Altan Düzyatan, inanıyorum ki tüm kadınların beğenerek izlediği bir oyuncu. En azından ben henüz "beğenmiyorum" diyen kimseyi görmedim. Başarılı oyunculuğunun yanında; etkileyici tavırları, ağzı, burnu, boyu, posu... Öhöm öhöm! Maşallah diyelim.Özgü Namal ise; zaten beğendiğim bir oyuncudur ve bu film boyunca da çok tatlıydı. Ne kadar güzel olduğunu düşünmekten kendimi alamadım. Oyunculuğu çok duruydu, zorlama olan tek bir sahne yoktu. Hikayesinden bahsetmemiz gerekirse; Mehmet, eşinden boşanmış ve bu evliliğinden sahip olduğu kızına son derece bağlı bir adamdır. Önceden bir rock grubunun üyesiyken, şu an müziğe eğilimli gençlere gitar eğitimi vermektedir. Alt kat komşusu Ayşe; uzun zamandır arkadaşlık yaptığı, eşiyle problemler yaşayan bir kadındır. Eşinin, bir tartışma sonrası evi terketmesi ve uzun süre geri dönmemesi üzerine; Mehmet ile birlikte onu aramaya koyulurlar. Daha fazla zaman geçirmeleri, Mehmet'in duygularını sorgulamasına sebep olur. Devamı filmde... Ama şunu söyleyebilirim ki; gayet keyifli, müzik dolu bir hikaye sizleri bekliyor. Sahnelerin geçtiği mekanlar da oldukça çarpıcı ve seyir keyfini arttırır nitelikteydi. Özellikle bir Anadolu Yakası sakini olarak; Kadıköyde önünden geçtiğim, arada oturup bir şeyler içtiğim tanıdık yerleri görmek hoş bir duyguydu. Bozcaada'nın yeşilini görmekte bu yaz günlerinde iyi gelebilir. 
Müzik demişken; Harun Tekin'den "Bu İşte Bir Yalnızlık Var" ve Atiye'den "Yeter" filmin dinlenmesi gerekenlerinden. 


Günün Sonunda Duygularımız Kurtaracak Bizi, Güzel Bakmaktan Vazgeçmek Neden?

Bir konu hakkında duygu yoğunluğum hat safhaya ulaştığında; yazmayı ve hissetiklerimi / düşündüklerimi bir kişi ile bile olsa insanlar...