Susmak... Sadece susmak... Hayatın karmaşasına
karışmadan,insanların gürültüsüne aldırmadan... Kendinle başbaşa,kendini
dinleyerek,kendini severek susmak... Kelimelerle boğuşmadan, “öteki”lerle
boğuşmadan, kendinle boğuşmadan susarak huzur bulmak. O çok kıymetli zamanını,
biraz olsun en sevdiğine ayırıp susmak; kendine. Tabii öncesinde “kendini sevmeyi” öğrenmek
gerek değil mi? Ne demektir o? İnsan nasıl sever kendini? Ya da sevmeli mi?
Kendini seven insana bencil denmez mi? Dışlanmaz mıyım toplumdan, toplumun
kalıplarına uymazsam? ...
Sonuna üç nokta koyarak uzatabileceğimiz o kadar çok soru
işareti var ki kafalarımızda. O kadar korkuyoruz ki kendi inandığımız, kendi
istediğimiz hayatları yaşamaya. Dışlanmaktan korkuyoruz, kötü lakaplardan
korkuyoruz, sevilmemekten korkuyoruz. Kabullenilmek kaygısını hayatımızın
merkezine oturtmuşuz. Peki ne uğruna? Niçin bu kadar çaba?
Değmeyecek insanlar, değmeyecek zihniyetler, değmeyecek
değerler için yaşamaktan vazgeçmek neden? Zaman akıp giderken sen, arkaya
baktığınla kalıyorsun. Geri dönüş yok, değiştirme şansın yok. Bu hayata
gözlerini kapattığında bitiyor her şey. Ama; sen hala burda oturmuş korkarak
bekliyorsun. Kendin için hiçbir şey yapmayarak, yaşamayarak bekliyorsun ölümü.
“Acaba ne der?” korkusuyla yaşamadığın her gün “yaşamadığın günler” olarak
kalacak. Korktuğun hiçkimse de seninle o pişmanlıkları, hayıflanmaları,
gözyaşlarını paylaşmayacak. Bu senin hayatın ve yararı da zararı da sen
belirleyeceksin. Güzel şeyler yaparak mutlu olurken, hatalarınla mutsuz olacaksın
belki. Ama kime ne? Hata senin hatan. Sadece senin. Kontrol senin elinde. Hesap
vermek zorunda değilsin, mutlu etmek zorunda değilsin. Sen mutlu musun, kendini
seviyor musun? Sorman gereken sorular bunlar. O çok sevdiğin insana anlat onu
ne kadar çok sevdiğini, başbelası arkadaşından kurtul, vitrinde aşık olduğun
ama giymeye çekindiğin o elbiseyi al, saçlarının rengini değiştir, küfür etmek
istiyorsan et, gülmek istiyorsan gül... Doğru ya da yanlış sadece seni
ilgilendirir. Yanında olmuyorlar mı? Bırak olmasınlar. Zaten seni sevenler,
seni “sen olduğun için” sevenler seni asla bırakmaz, inan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder